Antalya kıyılarında mevcut 14 gemi batığı akarsu şeş arkeologlarını heyecanlandırdı

Akdeniz Üniversitesi Fena Hâlde Sanatlar Fakültesi Firez Varlıkları Koruma ve Tamirat Bölüm Başkanı su şeş arkeoloğu Doç. Dr. Kağan Öniz, yaz mevsiminde yaptıkları çalışmalarda 14 gemi batığı bulduklarını, 2000 yılından bu yana buldukları batıkların sayısının 350’yi aştığını açıkladı.

Aynı zamanda Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü Sualtı Ekin Mirası Asıl Bili Dalı Başkanı olan Öniz, AA muhabirine, Hars ve Turizm Bakanlığının izniyle Antalya ve Mersin illerinde Akdeniz Üniversitesine ilgilendiren “Arkeo” adlı ilmî tetkik araştırma gemisi ile su şeş tespit çalışması gerçekleştirdiklerini söyledi.

Ekiplerinde kendi faziletkâr lisans öğrencilerinin beraberinde İsveç’ten Mozambik’e ABD’den Polonya’ya 14 ülkeden 22 faziletkâr lisans ve doktora öğrencisinin yer aldığını ifade fail Öniz, çalışmalarında dünyada makbul en üst arkeolojik dokümantasyon ve belirleme yöntemlerini gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Bu kapsamda canip taramalı sonar ile plonjon yapmadan ses sinyallerini dibe yollayarak belgeleme yöntemlerini kullandıklarını tamlayan Öniz, “3 su şeş robotumuz var. Bire Bir robotumuzla 250 metre derinlikten kat sayı almak dahi türlü. Esas belgeleme çalışmalarını ise akarsu altı arkeologlarının bahir dibine girerek çalışması ile yapıyoruz. Bu kapsamda adacıklar, burunlar gemilerin fark etmeden çarpıp batabileceği kayalıklar, tabii limanlara dalarak evet birlikte robotlarla, sonarlarla inceliyoruz.” diye konuştu.

Antalya kıyılarında bu sene yaz aylarında haddinden fazla kapsamlı bir iş yaptıklarını dile getiren Öniz, şunları kaydetti:

“Milattan geçmiş 7. yüzyıldan milattan sonra 12. yüzyıla büyüklüğünde degaje yelpazede münteşir 14 gemi batığı bulduk ve ülkemizin milli envanterine kazandırdık. Batıklar ağırlıklı yerine amfora (testi) hamile batıklar. Bu batıklarda mevcut amforaların içerisinde zeytinyağı, balık sosu ve şarap kabil bahir ve tarım ürünleri taşınıyordu. Bu müddet içre Anadolu’nun, Akdeniz kıyılarının tecim ve askeri gayeli çokça bati bire bir şekilde kullanıldığını kanıtladık. Birbirine mail bölgede bulduğumuz iki batıktan birisinde tuğla diğerinde bile sepici taşındığını belirleme ettik. Roma döneminde tuğla ve kiremit kabil bati yükler Antalya’dahi bahir kıyısındaki atölyelerde üretilip bahir tarafından Antalya kıyılarında apayrı kentlere getiriliyormuş. Roma dönemine ait 2 ayrı batıkta bulduğumuz tuğlalar ve tabaklar 2 bin yıl evvel zahir istiflenmişse bire bir şekilde duruyordu. 2 bin yıl ilk liman hamallarının yerleştirdiği düzgünlükte on paralık bozulmadan durmaları bizi bile şaşırttı”

“Bronz Çağı’ndan kalma gemi çapaları bulduk”

Batıkların beraberinde sefine çapalarının bile kendileri amacıyla koskocaman olduğunu vurgulayan Öniz, “Tunç Çağı’ndan kalma sefine çapaları bulduk. Bu da çokça kocaman ve coşku verici. Bu çapalarla, Akdeniz’üstelik 5 bin yıldır gemilerin yelkenli açtığını, bahir ticareti yapıldığını arada sırada üstelik askeri amaçlarla kıyılarımızın kullanıldığını anlıyoruz. Gururla söylemeliyim kim 2000 yılından bu yana yapmış olduğumuz çalışmalarda bulduğumuz batıkların sayısı 350’yi aştı.” ifadelerini kullandı.

Çalışmalarda denizin dibindeki beher eserin belgelendiğini belirten Öniz, “Kimlik ve kod numarası veriliyor. Bunların görüntüleri ve filmleri ülkemizin milli envanterine kaydediliyor. Bu kıyılarda denizin içerisinde alelhusus insanların dalabileceği derinliklerde eserlerin nazik bölümü milli envanterimize kaydediliyor. Su şeş hars mirası olarak neleri korumamız gerektiğini biliyoruz.” diye konuştu.

Share: