Erdoğan: Türkiye’nin aut politikadaki vizyonu tamamıyla barış odaklı olmuştur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mürekkep Uluslar (BM) 77’nci Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, dünyada yaşanan bir nice krizde Türkiye’nin arabulucu ve sulh yaklaşımını vurguladı. Erdoğan, ‘Türkiye’nin aut politikadaki vizyonu tamamen barış odaklı olmuştur. Bölgemizden başlayarak yekpare dünyada sulh ve sükunun bilge kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz’ dedi.Cumhur Reisi Erdoğan, BM 77’nci Umumi Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin gerek Ukrayna- Rusya savaşında gerekse dünyadaki bir nice krizde yararlı, arabulucu ve barışçıl yaklaşıma ehil olduğunu rapor etti. Erdoğan, ‘Türkiye’nin aut politikadaki vizyonu tamamen barış odaklı olmuştur. Bölgemizden başlayarak bütün dünyada barış ve sükunun bilge kılınması amacıyla var gücümüzle çalışıyoruz. BM bünyesinde yürüttüğümüz hazar üzere arabuluculuk girişimizle çatışmaların çözümü konusunda çaba harcıyoruz. Avrupa’dan Latin Halkları Amerika’ya ve Afrika’ya kadar ayrımlı coğrafyalarda oluş bulan anlaşmazlıkların giderilmesinde yeri geldiğinde arabulucu, yeri geldiğinde kolaylaştırıcı kendisine müspet tekellüf üstleniyoruz. Patırtı ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tamlık kalbinde, özellikle vadi kayran bire bir mevki sıfatıyla sorunların değil, çözümlerin tıpkısı parçası olmamızı sağlayacak inisiyatifler alıyoruz’ dedi.

‘İSTANBUL MUTABAKATI, MÜZAKERELERİN SERENCAM VERDİĞİNİ GÖSTERMİŞTİR’

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler ile ortak yürüttüğü çalışmalarla Ukrayna tahılının dünyaya ulaşmasına önderlik ettiğini vurgulayan Cumhur Reisi Erdoğan, ‘Ortak kaderimizi etkileyen sınamalara cebin ortak gündemle harekete geçmemiz gereken aynı döneme girdik. Türkiye yerine bu iradeyi salgın ve iklim değişikliği birlikte Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirdiği sarsıntılarla mücadelede birlikte ortaya koyuyoruz. Ukrayna’de 7’nci ayını dolduran ihtilafın geçmiş gününden bu yana savaşanın kazananı, adaletli bire bir barışın kaybedeni olmayacağı düşüncesiyle debi ettik. Zaman de yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne aksan yapıyoruz. Bu tatlılıkla oynadığımız kolaylaştırıcı tekellüf sebebiyle tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu’nda, sonraları İstanbul’üstelik aynı araya getirdik. Sayın Genel Sekreterle alay malay yürüttüğümüz korkulu çabalar neticesinde Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını gerçekleştirme ettik. Bu gelişmeyi sağlayıcı İstanbul Mutabakatının 2’nci ayı dolarken, sevkiyatın rastgele sabık zaman ivme kazanmasını kıvançla izliyoruz. Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında ciddi öneme cemaat bu uyuşma, BM’nin akıbet yıllarda imza attığı sunu şişman başarılardan biridir. Dünyanın ciharıyek yanı sıra uluslararası camiadan medet umanların, BM’lere besledikleri hamaset, bu başarıyla baştan tazelenmiştir. İstanbul Mutabakatı, yakınlar açısından hayati önem sunu eden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini üstelik ispatlamıştır’ diye konuştu.

Erdoğan, hububat tedariki üstüne gösterilen yaklaşımın, Zaporijya Çekirdeksel Santrali’ndeki kriz için dahi gösterilebileceğini tabir ederek şöyle konuştu:

‘Benzer tıpkı yaklaşım, yine tekmil dünyanın güvenliğini ait Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki akse üzerine üstelik sergilenebilir. Son günlerde baştan alevlenen savaşın, Ukrayna’nın yerey bütünlüğü ve bağımsızlığı temelinde sonlandırılmasına müteveccih gayretlerimizi artırarak sürdüreceğiz. Buradan, arsıulusal kuruluşları ve kül ülkeleri Türkiye’nin temelli barışı tesisine müteveccih çabalarına istekle bindi vermeye çağırıyorum. Gelişigüzel iki tarafa de krizden alımlı huruç imkanı verecek, akilane, adaletli ve uygulanabilir bire bir diplomatik çözümü birlikte bulmamız gerekiyor. Farklı yandan milyonlarca insanı kıygın eden tüm bu felaketler, deli dolu haddinden fazla taraflılığın BM’üstelik da eğin bulması amacıyla henüz çok ceht tayin sorumluluğumuzu hepimize bire bir misil daha hatırlatmıştır. BM’nin ayrıntılı vasfına yakışan, daha adaletli tıpkısı dünya düzeni üzere analizör üretebilen, yekpare adamlık yerine ortak iradenin vücuda getirildiği benzeri kurum olarak yeniden yapılandırmamız şarttır. Hassaten güvenlik konseyinin daha faal, demokratik, şeffaf ve adisyon verebilir bir yapı ve işleyişe kavuşturulması tam insanlığın barış, doğruluk ve zenginlik arayışında eke benzeri dönüm noktası oluşum edecektir. Bu yöndeki ortak vazifemizi unutturmamak üzere ‘acun beşten büyüktür ve daha adil tıpkısı acun mümkündür’ gerçeğinin altını seçme platformda yer sağlam şekilde çizmeye bitmeme edeceğiz. İnanç ve azimle yürüttüğümüz bu mücadeleye tam örgen ülkelerden destek beklediğimiz burada aynı el daha söylemek istiyorum.?

‘SURİYELİ MÜLTECİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ’

Erdoğan, Türkiye’nin Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü dönüşleri üzere faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek, ‘Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine fahri, emin ve havalı şekilde dönmelerini seçmek amacıyla lazım şartları tevlit üzerine bile üzerimize düşeni arkadaşça yapıyoruz. Savaştan kaçan sivillerin insanca şartlarda hayatlarını sürdürebilmeleri amacıyla Suriye’nin çeşitli bölgelerinde 100 bin briket ev nesir ediyoruz. Bunların balaban aynı bölümünü tamamlayıp teslim ettik. Antrparantez tahminî 1 milyon Suriyelinin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin ev inşası üzere dahi hazırlıklara başladık. Güvenli bölgelerdeki 13 ayrı merkezde ve kırsallarında nesir edilecek bu projenin hayata geçmesi amacıyla uluslararası toplumun desteğine gerekseme vardır. Suriye’bile hayata geçireceğimiz iskân yerleri projesi konusunda herkesin gerekli çabayı göstermesini tesanüt sergilemesini bekliyoruz. Sığınmacı krizi, kendilerine daha iyi ayrımsız ati bakmak üzere yola sâdır masumların botlarını batırıp, onları ölüme tecezzi etmekle sınırlara duvarlar örmekle, insanları çokluk kamplarına doldurmakla çözülemez. Bu krizin çözümü insanı ve eş hayatını merkeze düzlük gayretlerden geçmektedir’ dedi.

‘YUNANİSTAN, GERİ İTMELERİYLE EGE’Yİ MÜLTECİ MEZARLIĞINA ÇEVİRMEKTEDİR’

Yunanistan’ın Iye ve Doğu Akdeniz’birlikte göçmenlere müteveccih zulmüne ilişkin açıklama yapan Erdoğan, ‘Hal böyleyken, Yunanistan’ın Iye Denizi ve Şarki Akdeniz’bile göçmenlere yönelik zulümlerinin her an arttığını görüyoruz. Türkiye namına tığ, bakir Aylan bebeklerin cesetleri kıyılara vurmasın diye niteleyerek çırpınırken, Yunanistan hukuksuz, biperva köylü itmeleriyle Iye’yi bir mülteci mezarlığına çevirmektedir. Geçen hafta, 9 mahiye Asım süt kuzusu ve 4 yaşında Abdulvahab aileleriyle birlikte Yunan Yaka Düzenlilik güçlerinin botlarını batırması sonucu mevt etmiştir. Avrupa’nın ve BM kurumlarının insanlığa cebin suç dokuma fail bu acımasızlıklara çıktı bire bir dur demesinin vakti çoktan gelmiştir’ dedi.

‘IRAK VE LİBYA’DA DIRLIK İÇİN RASTGELE NEV ÇABAYI SERGİLİYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ve Libya’dahi bile huzurun bilge kılınması için çabaların sürdüğünü belirterek, ‘Özge bir bitişik ülkemiz Irak’ta da huzurun ve istikrarın bilgili kılınması için temas tür çabayı sergiliyoruz. Ülkede Iraklı kimliği temelinde siyasi birliğin ve uzlaşının sağlanmasını umu ediyoruz. Irak’ta refahın sürdürülebilir şekilde artması ve yıldırı örgütlerinin istismarlarının önlenmesi fakat bu şekilde mümkündür. Elbette bu arada, Irak’taki dengesiz ortamı sömürme eden yıldırı örgütlerinin ülkemizi maksat kayran eylemlerine de asla müsaade etmiyoruz. Bu kürsüden daha ilk de tekraren vurguladığım kabilinden terörizm belasıyla mücadeleyi, terör örgütleri ortada ayrımı reddeden, samimi ve faal aynı uluslararası gelişim birliğiyle kazanabiliriz. Dünyanın güvenliği bakımından üstünde ısrarla durulması müstelzim yerlerden biri üstelik Şimal Afrika ve Şarki Akdeniz’dir. Bu çerçevede Libya’nın muvazene ve refahı başta komşuları kalkışmak için tamam toprak üzere nazik önemdedir. Türkiye namına BM’nin bu yöndeki çabalarını destekliyoruz. Amacımız Libya halkının egemenliğini, birliğini, bütünlüğünü koruyarak türe ettiği bol bolamat düzeyine erişmesini sağlamaktır. Libya’üstelik adil ve ömre bedel benzeri seçimin yapılarak meşruiyetini halktan düzlük güçlü benzeri hükümetin aksiyon başına gelmesi, hepimizin katkıda bulunacağı esas maksat olmalıdır’ dedi.

‘İSRAİL-FİLİSTİN İHTİLAFINDA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ DESTEKLİYORUZ’

Türkiye’nin İsrail ve Filistin arasındaki krizde üstelik iki devletli çözüme destek verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Orta Şark coğrafyasında mihman barış ve istikrarın tesisi açısından sona ermesini lazım gördüğümüz İsrail-Filistin ihtilafında iki devletli çözüm vizyonuna cıvıl cıvıl destek veriyoruz. Kudüs’ün tarihi ve kültürel kimliğiyle harem-i şerifin kutsiyetine utanmak gösterilmesi, engelleme altındaki topraklardaki yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin durdurulması, Filistinlilerin duygusal ve para güvenliğinin sağlanması şarttır. Bölgedeki sorunun adaletli, kalımlı ve şümullü aynı çözüme kavuşturulması üzere başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız milletvekili ve egemen Filistin devletinin kurulması dışında tıpkı belki yoktur. Türkiye yerine İsrail ile ilişkilerimizi hem kendimizin hem bu ülkenin hem Filistin halkının hem birlikte bölgenin huzuru, istikrarı, geleceği için sürdürmekte kararlıyız. Bu süreçte BM Filistinli mültecilere yardım ajansının kurumsal ve finansal kapasitesinin geliştirilerek Filistinli mazlumlara topluluk çıkılması arsıulusal toplumun sorumluluğudur’ dedi.

“AZERBAYCAN’IN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ?

Cumhur Reisi Erdoğan, Türkiye’nin Azerbaycan halkının daima yanında olduğunu belirterek, ‘Azerbaycan’ın engelleme altındaki topraklarını kurtarması, Güney Kafkasya’birlikte kalıcı barışın ve istikrarın temini üzerine tarihi tıpkısı fırsat penceresi açılmıştır. Türkiye olarak Azerbaycan ile Ermenistan ortada hesaplı süreçleri destekleyerek bu fırsatın değerlendirilmesi amacıyla haddinden fazla yüce adımlar attık. Serencam günlerde yaşanan çatışmalar bu güzelce iklime hayalet düşürmüş olsa bile iki devlet beyninde sunma bodur zamanda şümullü tıpkı sulh anlaşması imzalanmasının tür olduğuna inanıyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklarını ve geleceklerini düz yazı konusunda verdikleri mücadelede baştan sona yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Ülkemizi üstelik yakından ilgili bölgedeki eriştirme bağlantılarının bildirme gelişmemiş sürede açılması ise herkesin refahına katkı sağlayacak bir gelişme olacaktır’ ifadelerini kullandı.

‘KKTC İLE BÜTÜN İYİ NİYETLİ VE YAPICI ÇABALAR SERGİLEDİK’

Türkiye ve KKTC’nin Ada’daki meselelerde bütün müspet ve bol niyetli ceht gösterdiğini belirten Erdoğan, ‘Türkiye kendisine Veli Denizi’nde ve Şark Akdeniz’deki birlik meselelerin bol komşuluk ilişkileri çerçevesinde ve uluslararası hukuka akıllıca adına çözülmesini istiyoruz. Bölgede, ülkemizde asla balya olmayan siyasi ve askeri seviyesine rağmen bati gösterisi peşinde koşanlar kendilerini eğlenceli duruma düşürmektedir. Maşrık Akdeniz’de hazar ve istikrarın sürmesi, yekpare tarafların doğruluk ve hukukuna imtina etmek gösterilmesine bağlıdır. Yunanistan’dan yüklülük ve kımıldatma siyasetini ayrımsız kenara bırakarak iş birliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermesini bekliyoruz. Henüz geçmiş önerdiğimiz Şarki Akdeniz Konferansı’nın bu amaca bakım edeceğini düşünüyoruz. Muhataplarımızın şimdiye kadar bu konuda bildirme ufak ayrımsız hamle üstelik atamaması kimin hazar ve diyalogdan, kimin birlikte gerilimden yana olduğunu göstermektedir. Türkiye, Ege ve Maşrık Akdeniz’deki haklarını sonuna kadar savunurken, öz politik hesapları için yüklülük stratejisi izleyenlerin oyunlarına da katiyen gelmeyecektir. Kıbrıs meselesinde da adaletli, kalımlı ve sürdürülebilir tıpkısı çözüme ulaşılabilmesi üzere KKTC ile gelişigüzel hep gani oruçlu ve yararlı çabalama sergiledik. Esasta gerçekleri örtmek isteyen dizge, Ada’da iki ayrı heybet, iki ayrı umum olduğunu bilmektedir. Kıbrıs Türk halkının hâkim akreditasyon ve değer uluslararası haklarının tescil edilmesi, Ada’daki çözümün anahtarıdır. Arsıulusal toplumu, BM prensipleriyle çelişir şekilde ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine zulme akıbet vermeye, bire bir an geçmiş KKTC’yi yöntemince tanımaya nida ediyoruz’ dedi.

Erdoğan konuşmasında Yunanistan’ın göçmenlere müteveccih baskıcı yöntem güttüğünü belirterek, ‘Avrupa Birliği üyesi Yunanistan, Iye Denizi’nde ağır aksak göçmenlere uyguladığı âdemiyet dışı düşüncesiz itmeler yanı sıra Mutekit Türk azınlığa karşı birlikte hukuki yükümlülüklerini ihlal fail ayrımcı ve baskıcı politikalar izlemektedir. Temennimiz Yunanistan’ın tekmil bu düğümlü faaliyetlerine akıbet vermesi, DENIZ başta olmak için arsıulusal kuruluşlarında yapılan adamlık dışı ve hukuksuz uygulamalara sırtını dönmeyi bırakmasıdır’ dedi.



Share: