Erzincan Depremi’nde 83 sene ilk yaşamını yitirenler unutulmadı

Erzincan’da 27 Açıklık 1939’da meydana mevrut kestirmece 33 bin kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kişinin bile yaralandığı 7,9 büyüklüğündeki yer sarsıntısı unutulmadı.

Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Zelzele Şehitliği Anıtı önünde AA muhabirine, binlerce kişinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan 83 yıl geçmiş depremin Erzincan’a yandaki illerde dahi hasar oluşturduğunu anımsattı.

Depremde yaşamını yitiren tahminî 33 bin kişinin tek devir unutulmadığını anlatan Aksun, kentin daha sonraları 1992’üstelik şişman bir zelzele henüz yaşadığını belirtti.

Aksun, sarsıntı riski altındaki kentin yaşanan iri sarsıntılardan sonraları değişik aynı bölgeye taşındığına bel ederek, şöyle konuştu:

“1939 depremi yaşandığı dönemde kent gündeş Terzibaba Türbe ve Mezarlığı ile Piri Sami Hazretleri Türbe ve Mezarlığı alanındaydı. Zeminde böyle bir çökme olunca ‘Karşı dağın eteğine mi taşıyalım buraya’ mı diye niteleyerek mütenevvi tartışmalar yapılmış. Sunu böylecene yukarıya taşınmasına değişmeyen mevdu. Zaman şimendifer garının ense tarafına makul şehri döşemek zorunda kalınmış. Sarsıntı şehrin merkezini değiştirmiş.”

1992 depreminden sonra ise şehrin yüzde 45’inin yenilendiğini, kalın kafalı kalanında ise iri çoğunluğu depreme dayanabilen bozuk yapılar bulunduğunu nâkil Aksun, “Fakat Erzincan’ımızın uçucu bölge seçilip eski yapısının yenilenmesi amacıyla Belde, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza tabir sunduk. İnşallah sonuçlanırsa Erzincan’ımız 1992 depremi sonrası yüzde 100’ü revize olacaktır. Tanrı böyle teessürat tıpkısı daha yaşatmasın, inşallah yer sarsıntısı üzere tıpkısı felaketi uğratmasın.” dedi.

“Tığ üstelik ağlaya ağlaya öldük”

Hareket sırasında 12 yaşında olan 95 yaşındaki Sıdıka Aksu, aradan sabık yıllara rağmen çocukluğunda yaşadığı felaketi unutamadığını söyledi.

O devir, kent merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Üzümlü ilçesinde oturduklarını ifade eden Katarakt, “Deprem olduğunda evdeydik yatıyorduk. Babam kardeşimi kaldırdı bahçeye çıktık. Lüp duvarları yıkılmıştı.” diyerek konuştu.

Zelzele günü ve sonrasında yaşadıklarını anlatan Katarakt, şöyle devam etti:

“Bir kardeşim ve özge kardeşimin iki çocuğu depremde öldü. Elhak kardeşim ve çocukları ayrımlı tıpkısı köyde düğüne gittikleri amacıyla orada kaldılar. Ölmüş ve yaralıları atlarla Glokom Nehrinden geçirerek buraya getirdiler. Kardeşimin ölen kızının saçları sudan geçerken buz tutmuş vaziyette geldi. Ölüleri çadırların içine dizdik benzeri periyot sonraları defnedildi. Biz bile ağlaya ağlaya öldük.”

Depremden sonraları çokça kar yağdığını ve güçlükler çektiklerini dile getiren Aksu, ” Herhangi Bir düz cılız oldu. On Paralık kimse kalmadı. Kar yağdı çekicilik çokça soğuktu, kimesne tıpkısı özdek bulamıyordu. Kar yağışına dayanamayan çadırımız yırtıldı. Şimdi oba ve kayıt kadar seçme öz veriliyor.” ifadesini kullandı.

Share: