Gaziantepli kadınların dokuduğu halılar Japon evlerini süslüyor

Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde kadınların anadan görme tezgahlarda, unutulmaya yüz tutmuş Türk motifleriyle dokuduğu halılar Japonya’ya ihraç ediliyor.

Oğuzeli Belediyesince halı dokumacılığının gelecek nesillere aktarılması ve kadınların karı bütçesine yardım sağlaması amacıyla dört mahallede açılan tekstil kursları demet görüyor.

Öğrendiklerini anadan görme tezgahlarda uygulayan 20 kursiyer, unutulmaya beniz tutmuş, değişik ve rengarenk Türk motiflerini halılara temas etmek ulaşmak dokuyor.

Halıları Osmanlı Türk beylikleri ve Kazak motifleriyle süsleyen kadınların dokuduğu halılar özel tıpkısı halı firması vasıtasıyla Japonya’ya ihraç ediliyor. Yapımı zahmetli ve mufassal süren halılardan 50’si üç yıl zarfında Japonya’ya gönderildi.

Attıkları ilmek başına mal kazanan kadınlar, hem kaybolmaya yüz tutmuş motifleri geleceğe taşıyor hem bile eş bütçelerine katkıda bulunuyor.

Oğuzeli Şehremini Mehmet Sait Tığ, AA muhabirine, Türk halılarının kadınlar tarafından geleneksel ve saf yöntemlerle üretildiğini söyledi.

Dokuma işinin hız bir hisse senedi olduğunu nâkil Kılıç, şöyle bitmeme etti:

“Halı tezgahlarımızda kadınlarımız el emeği ayn nuru olan Türk motifli halılarımızı saf iplerle ve saf kök boyayla üretiyor. Buradan dahi Japonya’ya ihraç ediliyor. Burada hem vatandaşımız çığır öğreniyor hem ilçe ekonomimiz kazanıyor. Iz edindirme anlamında meslek kazandırılmış oluyor. Ülkemiz kazanıyor, ilçemiz kazanıyor. Bu faaliyetten ortalık sevinme duyuyoruz. Buradan tıpkısı dirimsel etmenin ötesinde sosyal belediyecilik ve kalkınmaya yönelik benzeri belediyecilik anlayışıyla çalışıyoruz. Burada hars öğemiz var, Türk motifli halılarımız var.”

Kılıç, dokumada geçer not iplerin çiftçilerin ürettiği muannit ve kucak yünlerinden yapım edildiğini belirtti.

Japonya’ya gönderiliyor

Halı üretiminde çok taraflı aynı projeyi hayata geçirdiklerini anlatan Kılıç, şunları kaydetti:

“Türk milleti, tarihin yer sakat milletlerinden birisi, balaban bir kültür birikimimiz var. Teknolojinin gelişmesiyle bu ekin ögelerimizden bazıları kaybolmaya başladı. Kaybolmaya yüz markajcı ahali emeği göz nuru bizim. Aynı zamanda kültürümüzü yansıtan bu geleneğimizi de varagelmek istiyoruz. Bu unsurlarımız birlikte kaybolmadan bakir nesillerimize aktarmış oluyoruz. Japonya ile kuma kültürü olan bire bir milletiz. Onlar üstelik çarkıt aynı ulus buradan üretilen halıların orada irade görmesi bizi ayrıca mutlu ediyor.”

“Geleneğimiz ve kültürümüzü ilerletmek kurum donör”

Becerikli çalıştırıcı Bedriye Özbey, yaklaşık 30 yıldır halı tekstil üstüne çalışmalar yaptığını anlatım etti.

Mesleğini isteyerek yaptığını dile getiren Özbey, “İşimizle gelgel duyuyoruz. Geleneğimiz ve kültürümüzü ilerletmek bizim için gelgel donör. Unutulmaya yüz tutmuş yüzyıllar önceki Türklerin ilerlemesi amacıyla geçer bu halıcılık şu zaman genişlik ferasetsiz planda. Unutulmaya yüz tutmuş motifleri çağ yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Dikkat isteyen ve her dikkatsizlikte günah olacak bire bir hisse senedi.” diye niteleyerek konuştu.

Kursiyer Bediha Akaslan dahi dokumacılığa bakir başladığını ve bayıla bayıla yapı yaptığını anlattı.

Desenler geldikten bilahare ad çekme sonucunda kendilerine gelişim geldiğini söyleyen Akaslan, şöyle konuştu.

“Arkadaşlarım geliyordu ego bile katılmak istedim. Çokça cesaretim yoktu amma öğrendim, haddinden fazla memnunum. Dokumaya başlayınca desenler ortaya çıkınca çok hoşuma gitti. Hassaten ‘bunu ben mi yapıyorum’ dedim. Herkese referans ediyorum. Kimi Zaman yanlışlarımız oluyor. Desen ve renkleri verdikçe çıktı demet gösteriyoruz. Çokça evire çevire hassaten kâh halılarımız buradan giderken ‘bunu alan ak yazılı biri’ diye niteleyerek söylüyoruz. Tabiat donör bir hareket. Osmanlı dönemine ilişkin dizilerde görüyoruz ve ego bile aynısını yapıyorum diyorum. O desenleri görünce kul bunu yapabiliyorum diyorum.”

Share: