Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Kadro Toplantısı’nda konuştu: (2)

CHP Genel Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Amerika gezisiyle ilgili, “Dünyanın ayrımsız numaralı üniversitesine gidip teknolojideki ve bilimdeki devrimsel değişiklikleri yok etmek az daha cürüm oldu.” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Takım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, MEMLUK gezisine çıktığını anımsatarak, KÖLE’ye gitmeden ilk “aman bittabi gidersin, aman demin gidilir mi, aman demincek gidersen senin aleyhine kullanırlar bunu” şeklinde seçme kafadan aynı ses çıktığını söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Bacanak, önce ‘niye gideceksin’ diyerek sor, ‘ne gerekçeyle gideceksin’ diyerek sor.” ifadesini kullanarak, dünyanın değiştiğini ve değişen dünyayı izlemeleri gerektiğini dile getirdi.

Ülkeyi yönetmeye talip olanların ayrımsız hedefi, vizyonu ve hayali olması gerektiğini tamlayan Kılıçdaroğlu, “Vizyonsuz dönüştürmek olamaz, vizyonunuzun olması lazım. Bunların vizyonu ‘cebim zahir dolar vizyonu’, benim vizyonum ‘vatandaşın cebi şüphesiz dolar vizyonu’. Benim vizyonumla onların vizyonu arasında dünya büyüklüğünde ayırt var. 21. çağ çıktı selen çağıdır, teknoloji çağıdır. Bilimi ve teknolojiyi göz ardı eden hiçbir devletin nema ve gelişme şansı yoktur. Olgun devrimi yaşıyoruz. Bilgi ekonomisi çağındayız. Aşama üzere biliyorum, Erdoğan üstelik Bahçeli üstelik ‘veri ekonomisi’ kavramını herhalde ilk kez benden duyuyorlardır, ‘sosyal bilgelik ekonomisi’ kavramını ilk defa benden duyuyorlardır.” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu, BENDE’de, dünyanın benzeri numaralı bilgelik ve teknoloji üniversitesi Massachusetts Teknoloji Enstitüsüne (MİT) gittiğini tabir ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Laboratuvarlarını gezdim, peki, hocalarıyla bir tane tek görüştüm, evet, akşam yemeği dahi yedik. Dünyanın bir numaralı üniversitesine gidip teknolojideki ve bilimdeki devrimsel değişiklikleri örtmek neredeyse cürüm oldu. Orada bir şeyi henüz gördüm; bilimle iş dünyası arasındaki ilişkiyi gördüm. İcadı yapıyor, teknolojiyi geliştiriyor, şirketi kuruyor, şeriklik satışı yapıyor. Biyomedikal konusunda yazdığı makalelere dünyada yeryüzü çokça çevirme düz fen insanıyla görüştüm. Aynı zamanda milyarder. Dedim ki ‘siz ilmî araştırmayla şirketleri şüphesiz benzeri arada yönetiyorsunuz?’ Bana ‘Şirketlerle bir ilgim namevcut kim ego yalnız bilimsel araştırı yaparım. Bulurum, şirketi kurarım, onlar geliştirir ve piyasaya sunarlar’ dedi. MIT, 400 milyon dolarlık ayrımsız yatırım gerçekleştirmiş nanoteknoloji konusunda. Nanoteknolojinin dünyada yaptığı çığırı orada görüyorsunuz ve genişlik çok alım duyduğumuz bizim insanlarımız birlikte var orada, onlar bile çalışıyorlar.”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi, kişi toplumuna değerli kazandıran, dünyaya amiyane melfuf değeri faziletkâr mahsulat ihraç fail ayrımsız devlet haline çevrilemek zorunda olduklarını vurguladı.

Almanya, İngiltere, BENDE, Çin kabil ülkelerin, “faziletli uzluk inşası” kapsamında yüksek zekalılara, yaratıcı çalışmalar yapanlara, dünyanın önceki 50 üniversitesinin mezunlarına vatandaşlık verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Tamam tığ pekâlâ vatandaşlık veriyoruz? 400 bin dolara daire alırsan vatandaşlık veriyoruz, ‘istersen on paralık eğitimin olmasın, paran varsa gel’ diyor. Aradaki farka bakın, siyahla beyaz zehir büyüklüğünde fark var. Devleti yönetmeyi bilmiyorlar, devletin geleceğini kurgulayamıyorlar, dünyadaki gelişmeleri bilmiyorlar ve beni eleştiriyorlar; ‘sen Amerika’evet bozukluk gittin’ diye. Senin vizyonun üstelik senin aklın dahi bana yetmez bacanak, sen bilmezsin.” diye niteleyerek konuştu.

“Burada hürriyet var, burada ise yasaklar ve sıkı denetim var”

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında, MEMLUK gezisinde vukuf insanlarıyla yaptığı görüşmelerin fotoğrafı ile “dezenformasyonla mücadele düzenlemesi” namına bilinen Basın Kanunu ile Bazen Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un TBMM Umumi Kurulunda yasalaşmasının peşi sıra kâh milletvekillerinin çektirdiği fotoğrafı gösterdi.

Kılıçdaroğlu, “İkisinin arasındaki fark siyahla beyaz zehir büyüklüğünde. Aynı fotoğrafta özgürlük var, birinde ise yasaklar ve sıkı denetim var. Burada 5’li çeteler var, 5’li çeteleri koruyanlar var, hırsızlık yapanların soruşturulmamasıyla ilişkin çıkan kanuna el kaldıranlar var. Diğerinde ise Türkiye’nin geleceğini yapmak için müteharrik insanlar var. Burada pudracılar var, burada aklını saraya kiraya verenler var, diğerinde özgürcesine düşünenler var, yetişek ve laf var. Biz buyuz, Türkiye budur ve biz bunu yapacağız.” sözlerini sarf etti.

Boşuna “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesini” yayımlamadıklarını; attıkları değme adımın aynı hesabının olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Kasımı beklesin bütün vatandaşlarım. Bizi eleştirenler görecekler herhangi bir vaadimizi santim santimetre zahir hesabına getireceğimizi. Tığ kendi ülkemizi düşünüyoruz. Bizde bireysel çıkar yoktur, tığ Kuvayımilliyeciyiz, tığ vatanseveriz, tığ bayrağımızı severiz, biz birilerinin uğrunda eğilmeyiz.” ifadesini kullandı.

“Mösyö Kemal bunu yapmaz”

Reisicumhur Erdoğan’ın, NATO zirvesine giderken, “Biz sağgörü yolculuğu yapıyoruz. Bizim bu gidişlerimiz birilerinin gidişlerine hiç benzemez” sözlerini aktaran Kılıçdaroğlu, “Tallahi ilk kez yanlışsız bire bir husus söylüyor. Onun gidişi bizim gidişimize on paralık benzemiyor.” görüşünü paylaştı.

“Bay Kemal gidip bir devlete el apaz açmaz, sen gidince ahali avuç açarsın” görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, “Bay Kemal, tank tırtıl fabrikasını Katar’a teyit etmez, sen gider Katar’a tasdik edersin. Sen mahkemedeki dosyayı alırsın, üç ilkokul kuruş amacıyla götürürsün Suudi Arabistan’a teslim edersin, katiline verirsin, Erkek Eksiksizlik bunu yapmaz. Mösyö Eksiksizlik, telefonun başında biçare beklerken Central Park’ta volta atmaya tek gitmez. Dolaşma atmaya gidiyor, güvercinlere bir şeyler atıyor. Tığ neyin ne olduğunu biliriz, kimin ne olduğunu da biliriz. Bu milletin gerçeği görmesi için gelişigüzel birinize fariza düşüyor; gerçeği anlatacağız, ki olursa olsun anlatacağız.” dedi.

“Canan Bahçeli, seni Amerika’ya nida ediyorum”

Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Cesamet Bahçeli’nin, kendisinin ABD ziyaretine ilgilendiren açıklamalarını anımsatarak, şöyle bitmeme etti:

“Bahçeli demiş ki ‘Kılıçdaroğlu bu 8 saatin esrarını millete tavzih etmek zorundadır’. Güzel, tallahi çokça güzelce. Açıklarım. Sevgili Bahçeli, seni Amerika’evet nida ediyorum, Boston’a. Uçak biletini ben alacağım, bu arada gideceğiz. Yeniden küçümseme veriyorum; Boston’dahi bütün masarif bana ilişik, seni 5 boş tıpkı otelde ağırlayacağım. Devrisi sabahleyin ego New York’a hangi saatte gittiysem o saatte yeniden benim bindiğim arabaya sen dahi bineceksin, ego de bineceğim amma evvel devletin görevlisi olan benim koruma amirim olmayacak, senin dulda amirini götüreyim, o olsun. Gazeteciler vardı, bildirişim koordinatörü CHP’den, onu da götürmeyim, senin iletişim koordinatörün olsun. Manhattan adasına gidelim. Gittikten bilahare o 35 katlı binayı bulalım, 35 eğik binanın önünde pir tıpkısı ışık çekelim, ihtimal sen içeriye da girersin, ‘bu rezaleti kim yapmış’ diye birlikte sorabilirsin, sorarsan haddinden fazla mutlu olurum. Orada giden mülk bu yoksul fukaranın parası. O destek verdiğin saraydaki insan var ya, el kaldırıp indirip bindi verdiğin insan, oğlu buradan milyon dolarları gönderiyor, kızı orada 35 bükülmüş gökdelen yapıyor. Mösyö Eksiksizlik da bunu araç. ‘Kadınların kılık kıyafetlerine siyasetçiler karışmasın’ diyerek yasa teklifi vermiştik, burada izah yapmış, ‘aileyi de koruyacağım’ demiş. Sayın Bahçeli benim oraya gidiş nedenim bu açıklamadan sonradan onun ailesini Türkiye ve dünyaya tanıtmaktır. O, ailesi milyon dolarlarla oynuyor, nukut geliyor, göktırmalayan yapılıyor. Şayet tıpkısı aile üzerine konuşulacaksa orada başlayalım ve önce o aileyi konuşalım. Bunu söyledim. Orada zaten 10 an sürdü beribenzer videonun çekimi. 10 zaman sürmesinin nedeni birlikte cankurtaran sirenleri vardı, onun gitmesini bekledik. Oradan gine arabaya bineriz Washington’a gideriz, yolda makine mecburen benzen alıyor, benzin aldığı yerde tıpkısı hamburgerci var, alay veriyorum hamburgeri ego alacağım, sana izzetüikram edeceğim. Washington’a gittiğimiz devir saati aldatma, benim saatime güvenmiyorsan, hani senin var ya 17-25’i gösteren saatin, o saati al yanına.”

(Bitti)

Share: