Beyoğlu’ndaki “çiğin atma cinayeti” davasında polislere beraat istemi

Beyoğlu’nda, “omuz atma” dolayısıyla 28 yaşındaki Ayhan Kayaç’nın bıçaklanarak öldürüldüğü kavgaya müdahale etmedikleri kanıt edilen iki polis güçleri memurunun, yeniden yargılandıkları davada beraati istendi.

İstanbul 51. Esas Ukubet Mahkemesi’ndeki beşinci duruşmaya, maktul Ayhan Kayaç’nın ağabeyi Hüseyin Kayaç ile avukatı katıldı.

Tutuksuz sanıklar Derviş Ö. ile Mualla T. ise duruşmaya gelmedi. Karışan Hüseyin Kayaç ve avukatı, şikayetlerinin devam ettiğini belirterek, sanıkların cezalandırılmasını istedi.

Görüşü sorulan cumhuriyet altını savcısı, bilcümle dosya kapsamına göre sanıkların görevlerini namına getirmediğine dayalı delil ve tezahür bulunmadığını belirtti.

“Şüpheden sanık yargılanır” ilkesinin uygulanması gerektiğini değerlendiren müddeiumumi, sanıkların beraatini istedi.

Bunun üzerine meze alan karışan Kayaç, sanıkların, kardeşine hücumcu kişilerin elindeki bıçağı gördükleri dakika müdahale etmeleri gerektiğini dile getirerek, sanıkların cezalandırılmaları gerektiğini söyledi.

Duruşma, müdahil Kayaç’nın avukatının, esasa ait mütalaaya karşı beyanını hazırlaması amacıyla ertelendi.

Süreç

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Ayhan Kaya’nın, 4 Orak Ayı 2015 akşamı, İstiklal Caddesi’nde “omuz atma” dolayısıyla sâdır kavgada 3 güç vasıtasıyla dövülüp bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin planlı anket sonucunda 3 maznun karşı dava açılmıştı.

İstanbul 21. Kısık Ukubet Mahkemesi, 21 Meyan 2016’da, sanıklar Ferdi İnci, Hasan Düman ve Âlem Arslan’ın “bilerek cani” suçundan 25’er yıl ayrı ayrı müebbet hapisle cezalandırılmasını kararlaştırmıştı.

Kavgaya geç engelleme ettikleri öne sürülen Büzük Timleri’ne sadık 7 taharri memuru üzerine ölçülü anket sonucunda, iki polis üzerine “görevi kötüye kullanma” suçundan değişik 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle sorun açılırken, 5’i karşı takipsizlik kararı verilmişti.

İstanbul 51. Esas Ukubet Mahkemesinde yargılanan iki polis güçleri hakkındaki sav 9 Nisan 2019’da karara bağlanmıştı. Duruşma, sanıklar Mücahit Ö. ve Büyük T’nin, “görevi kötüye elde etmek” suçundan, yüklenen fiilin kanunda suç yerine tanımlanmamış olması dolayısıyla beraatlerine hükmetmişti.

Bilirkişi raporuna bakarak fenomen durumunda kâin ve “mir” yerine isimleri geçen Galibiyet O. ile Barış C. için İstanbul Cumhuriyet Altını Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğünü hatırlatan duruşma, bu şahıslar için baştan suç duyurusunda bulunulmasına ister olmadığını, gereği üzere raporun ve duruşma tutanaklarının başsavcılığa gönderileceğini birlikte bildirmişti.

İstanbul Kesim Adalet Mahkemesi 13’üncü Ceza Dairesi ise tarafların temyizi sonucu aklanma kararını bozmuştu.

Kararda, olaya ilişkin saha komiseri yardımcısı Galibiyet O. ve polis Memuru Hazar C. karşı soruşturma yürütüldüğü ve sanıkların yargılandığı ülkü dosyasının bu anket ile tıpkı görüngü kapsamında olduğu belirtilmişti.

Dosyalar arasında türel ve fiili angajman bulunduğunun belirtildiği kararda, verilecek kararların birbirini etkiler durumda olduğu kaydedilmişti. Seçme iki dosyanın birleştirilmesinin talep edildiği nakız kararında, soruşturma sonuçlanmış ise dahi dosyanın bu dosya içerisine konularak delillerin gelişigüzel değerlendirilmesi ve türel durumunun buna göre takdirinin gerektiği belirtilmişti.

Share: