Türkiye’de Mahkûm ve Tutuklular “Ticarethane” Tarifesinden Gelen Hayatiyet Faturasını Ödeyemiyor, Alman Mahkûm İse 20 Bölüm Çalışsa Türkiye’deki…

TAMER ARDIL ERŞİN

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Vakfedilmiş Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nun Giresun Espiye ve Bolu cezaevleri inceleme raporunda, cezaevlerindeki elektriğin tecimevi tarifesi üzerinden faturalandırılmasıyla ilgili “Serencam dönemlerde sıklıkla şikayet konusu olan bu düzenleme değiştirilerek, ticari faaliyette namevcut kişilerin tecimevi işletiyormuş gibi faturalandırılmasından vazgeçilmelidir” denildi. Madun komisyonun Almanya Berlin Heidering Cezaevi’yle ilişkin raporunda ise hükümlülerin çalışmaları karşılığında günlük 10 euro kazandıkları kaydedildi. Türkiye’bile hükümlüler, hareketlilik faturalarını ödeyememekten yakınırken; Almanya’da bir hükümlü, 20 gün çalışması yerinde Türkiye’deki minimal ücretin yüzdelik 70’ini kazanıyor.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Mahkûm ve Vakfedilmiş Haklarını İnceleme Alt Komisyonu, bugün Giresun Espiye ve Bolu Ceza İnfaz kurumlarında yapılan incelemelere ilgilendiren raporlar ile Almanya’bile Berlin Heidering Sınırlanmış Ceza İnfaz Kurumu’nda yapılan tetkik sonucunda hazırlanan raporu görüşecek.

Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Mecbur Ceza İnfaz Kurumu’nda yapılan incelemeye ilgilendiren hazırlanan raporda, hükümlü ve tutuklularla yapılan görüşmeler ve şikayetleri yer aldı. Rapora göre; Bolu Cezaevi’ndeki hükümlü ve tutuklular, belli gardiyanların daim aramalar sırasında kendilerini tahrik ettiği ve fenomen çıkarmaya çalıştığı, idarenin birbiriyle anlaşamayan mahpusları tıpkı koğuşa verdiği ve mahpuslar savaş edince idari ukubet uygulandığı, yıldızlı düşünüm sürelerinin 60 dakika olmasına karşın çalışarak hapishane yönetimi marifetiyle bu sürenin kullandırılmadığından şikayet etti.

ENFLASYONDAN BALKI YANDILAR

Raporda, mahpusların şikayetleriyle ilgilendiren şu ifadeler meydan aldı:

“Kantinde satılan ürünlerin fiyatlarının çok efdal ve mahkûm ve tutuklular bu fiyatlardan işaret almakta zorluk çekiyor. Ruh faturaları haddinden fazla efdal ve bu faturaların ödenmesi imkansız ağıl geldi. ACEP kapsamında odalara konulan kabinlerde gürültülü yalıtımı bulunmayan, görüşmeler haricen çabucacık duyulabiliyor ve bunun dahi iletişimin şen bire bir biçimde yapılmasına engel oluyor.”

Raporda, Bolu’daki duruma ait şu değerlendirmede bulunuldu:

“Görüntülü ülfet kabinlerinin curcunalı yalıtımı olmadığı ve bu nedenle konuşulanların odadaki gayrı hükümlü ve tutuklular vasıtasıyla rahatlıkla dinlenebildiğine dayalı şikayetler, inceleme yapılan kurumlardakiler aracılığıyla aheste adına dile getirilmiştir. Bu sistemin işlevselliğini koruması ve iletişimin abat aynı ortamda gerçekleştirilebilmesi üzere, kabinlerdeki bahse laf yapısal sorunun çözülmesinin vazgeçilmez olduğu aşikardır.

“TİCARETHANE İŞLİYORMUŞ GİBİ FATURALANDIRILMASINDAN VAZGEÇİLMELİDİR”

Ukubet yürütüm kurumumdaki mahkûm ve tutuklulara tahakkuk ettirilen faaliyet faturaları, ticarethanelere ilişkin tarifeler üzerinden tahakkuk ettirilmekte ve dolgunca cümbüş parası ödenmesine neden olunmaktadır. Sonuç dönemlerde sıklıkla şikayet konusu olan bu düzenleme değiştirilerek, ticari faaliyette namevcut kişilerin ticarethane işletiyormuş gibi faturalandırılmasından vazgeçilmelidir.”

Cezaevindeki fiyatlara ilgili aranjman yapıldığı üstelik kaydedilen raporda, tutuklu ve hükümlülerin dikiz bedellerinin arttırılmasının sorunu çözdüğü ifadesi yer aldı. Raporda, “Hükümlü ve tutuklular ile görevi başında mevcut personel için 22,00 TL’den 50,00 TL’ye, ceza yürütüm kurumlarında barındırılan yavru hükümlü ve tutuklular üzere 44,00 TL’den 75,00 TL’ye, kurumda annesiyle gelişigüzel küsurat füru ile süt emziren hükümlü ve tutuklu anneler ve hamileler amacıyla 44,00 TL’den 75,00 TL’ye yükseltildiği ve bunun da sonuçları şipşak çevirmek suretiyle yemekler konusunda büyük ayrımsız memnuniyetin oluşmasını sağlandığı görülmüştür” denildi.

“ZAMAN ZAMAN FİZİKSEL ŞİDDET”

Espiye Ceza İnfaz Kurumları raporunda ise mahpusların şikayetleri şöyle sıralandı:

“Bazı mahkûm ve tutuklular aracılığıyla, gelgel personelinin kendilerine şiddetli davrandığı, personel marifetiyle mergup dilin kaba olduğu ve kimi vakit fiziksel şiddete maruz kalındığı,Serencam dönemlerde yemeklerin kalitesinin düştüğü, kumpir, makarna ve çorba ağırlıklı yemeklerin çıktığı, zaman zaman verilen yemeklerin kendilerine yetmediği,Benzeri aydan evvel şifahane sevklerinin yapılmadığı,Psikiyatra gönderme edilmenin kabul edilmediği, alım psikoloğunun ruhsal sorunların çözülmesinde yararlı olmadığı,Gazete istek edilmesine rağmen ceride verilmediği,Üniversite okuyan mahkûm ve tutukluların elektronik ortamda yapılan sınavlara katılmalarına cevaz verilmediği,Odaların pencerelerine takılan lif örgülerin çok varyemez namına ve delikleri çokça basit olacak şekilde imal edildiği, odalara çağ ışığı ve albeni girmediği,Kuruma geçmiş girişte yapılan ayrıntılı aramada (yıldızlı kontrol) kişiye tuhaf verilmediği tabir edildi.”MAHPUSA E- DEFA HAKKI

Komisyona gelen Heidering Bağlı Ceza İnfaz Kurumu raporunda ise Almanya’da mahpuslara 2023 yılında multi- iletişim araçları araçlarını istimal hakkına ilgili icraat olduğu anlatılarak, mahpusları e-nöbet üzerinden yakınları ile yazışabileceği ve görüntülü musahabe imkanına ehil olacağı belirtildi. Raporda Almanya’daki cezaevine ati olanaklar şöyle anlatıldı:

” Herhangi Bir odada bedeli mahkûm ve tutuklular vasıtasıyla ödenen televizyon bulunmaktadır.  Kanal listesinde takriben 80 monitör kanalı bulunmaktadır. Düzenlilik gerekçesiyle gâh kanallar, Gelgel idaresi eliyle yasaklanabilmektedir. İsteyen hükümlü ve vakfedilmiş, odasında DVD oynatıcı bulundurabilmekte ve Çalım kütüphanesinden film ve belgeseller iare alınabilmektedir. Ayrıca 2023 yılından itibaren multi-iletişim araçları araçlarını kullanma hakkının de sağlanmasına müteveccih çalışmalar bitmeme etmektedir.

Hükümlü ve tutuklulara gelen mektuplar, kalça adına tıpkısı ezberden geçmemekte ve görüşmeler üstelik kaydedilmemektedir. 2023 yılından itibaren mahkûm ve tutukluların e-misil alıp gönderebilecekleri ve görüntülü müzakere etme hakkına ehil olacakları bilgisi Komisyonumuzla paylaşılmıştır.

“DUYGUSAL SARGI YETERLİ”

Hükümlülerin saklayarak düşünüm etme hakkı bulunmaktadır. Bu, hükümlülere benzeri hak olarak şöhretli olup, bu kapsamda herhangi bir mahkûm, yasaklılık zifos bulunmadığı sürece, ayda 1 yol 3 saatliğine herif ile mesture görüş yapabilmektedir. Bu görüşlerin yapılabilmesi amacıyla dünyaevi bağı aranmamakta ve birey ilgi tam görülmektedir.

“ÇOCUKLARA OYUN ALANI”

Çocuklu ailelerin ayda 3 nöbet sülale görüşü yapmasına müsaade verilmektedir. Bahsi sabık kayırıcı görüş ve familya görüş odalarında yapılan incelemelerde odalarda almaç bulunmadığı ve odaların fiziki koşullarının çocukların oyun alanları de karışma gelmek üzere az çok mebzul olduğu gözlemlenmiştir. Çocuklu ailelerin hususi görüşmelerden faydalandırılmasına alelhusus dikkat edilmektedir.”

ALMAN HAPISHANE 20 PERIYOT ÇALIŞSA TÜRKİYE’DEKİ ASGARİ ÜCRETİN YÜZDELIK 70’İ ORANINDA SERVET KAZANIYOR

Almanya’üstelik hükümlülerin yaptıkları işe göre günde 10 euro mülk aldığı tamlanan raporda, “Yapılacak olan işleri Kurum ile birleştirme fail anlaşmalı aynı şeriklik bulunmaktadır. Şirkete ve çalışanlara yapılan ödemeler, Çekicilik yoluyla yapılmaktadır. Ayrımsız mahkûm yahut tutuklu, yapılan işe bakarak değişmekle gelişigüzel günde takriben 10 euro ecir almaktadır” denildi. Alman hükümlülerin günde 10 eurodan ayda 20 gün çalıştığı varsayıldığında aylık ücretlerinin 200 euro olduğu görülüyor. Bunun Türk lirası karşılığı ise yaklaşık 3 bin 862 Türk lirasına fiyat geliyor. Yani Alman mahkûm, 20 günlük çalışması karşılığında Türkiye’dahi 5 bin 500 liralık olan minimum ücretin yüzde 70’i oranında servet kazanıyor.

Share: